Suriye'ye doğrudan savaş açan devletler ve bu müdahalelerin arka planı oldukça karmaşıktır. Tek bir "savaş açma" eyleminden ziyade, farklı aktörlerin farklı zamanlarda ve farklı gerekçelerle gerçekleştirdiği askeri müdahaleler söz konusudur.
- Suriye Rejimi: İç savaşın başlangıcından itibaren kendi halkına karşı savaş açmıştır. Barışçıl protestoların şiddetle bastırılması, hava saldırıları, ağır silah kullanımı ve kimyasal silah saldırıları rejimin savaş suçları işlemesine neden olmuştur.
- DAEŞ (IŞİD): 2013'ten itibaren Suriye'de güçlenmiş ve geniş alanları ele geçirerek fiili bir savaş durumu yaratmıştır. Hem Suriye rejimine hem de diğer muhalif gruplara karşı savaşmıştır.
- Türkiye: 2016'dan itibaren Suriye'nin kuzeyinde çeşitli askeri operasyonlar başlatmıştır. Bu operasyonların temel gerekçeleri sınır güvenliğini sağlamak, DAEŞ'i ve PKK/YPG gibi terör örgütlerini bölgeden temizlemek olarak açıklanmıştır. Bu operasyonlar şunlardır:
- Fırat Kalkanı Harekatı (2016)
- Zeytin Dalı Harekatı (2018)
- Barış Pınarı Harekatı (2019)
- Bahar Kalkanı Harekatı (2020)
- ABD: DAEŞ'e karşı mücadele gerekçesiyle Suriye'de askeri operasyonlar düzenlemiştir. SDG (Suriye Demokratik Güçleri) ile işbirliği yaparak DAEŞ'in elindeki bölgelerin geri alınmasına destek vermiştir.
- Rusya: 2015'ten itibaren Suriye rejimine askeri destek vermeye başlamıştır. Hava saldırıları ve askeri danışmanlık yoluyla rejimin topraklarını korumasına ve muhalif grupları bastırmasına yardımcı olmuştur.
- İran: Suriye rejimine askeri ve lojistik destek sağlamıştır. Hizbullah gibi milis güçlerini Suriye'ye göndererek rejimin yanında savaşmalarını sağlamıştır.
- Koalisyon Güçleri: ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon, DAEŞ'e karşı hava saldırıları düzenlemiştir.
Bu aktörlerin her birinin Suriye'deki varlığı ve eylemleri farklı gerekçelere dayanmaktadır ve uluslararası hukuk açısından farklı değerlendirmelere tabi tutulmaktadır.
İlgili kavramlar: